Leon Golub’un sanat eğitimi almaya başladığı yıllardan ibaren oluşturduğu fotoğraf arşivleri, onun, ileriki sanat yaşamı boyunca başvurduğu, ilk elden kaynaklar olmuştur. Sanatçı, söz konusu fotoğraflardan yararlanarak resimler yaratmış; ancak Golub, resimlerinde yerleşik algıların ötesine geçerek, fotoğrafik bir görüntünün değil, özdeksel olanın içeriği peşinden gitmiştir: yani gerçeğin! Nitekim tam da bu bilinç, onun yaratmış olduğu sıra dışı resim dili, içeriğini çözümlemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Golub, resim yapma eylemi içerisinde, fotoğrafın olanaklarını daha çok, bir tür bellek biçiminde kullanarak: zihinsel bir eylemselliği koşul olarak almıştır kendisine. Golub’un sanatında, fotoğraf/resim ilişkisinden kastedilen şey ise, yalnızca bir figürün bakışının veya duruş görüntüsünün kopyalanması değildir. Burada asıl üzerinde durulması gereken nokta, sanatçı tarafından ortaya konan bilinçli bir seçme eyleminde, resimlerini inşa ederken de benzer bir diyalektik sürecin işletilmiş olmasındadır. Bu makalede, bir sanatçı örneği olarak Leon Golub’un resimleri üzerinden gidilerek, onun sanatı kavrayış biçimi içerisinde fotoğraf/resim ilişkisini nasıl kurduğu, resimlerinin henüz yapılanma sürecinde fotoğrafın ona ne gibi olanaklar sağladığını ve fotoğrafı bir tür bellek olarak algılamasının, sanatına yapmış olduğu katkılarının izi sürülecektir.
Anahtar Kelimeler: Fotoğraf, Savaş, Resim, Sanat, Bellek
|